Fransa’nın simgelerinden biri olan bu tarihi dini yapıda ki trajik yangın Hıristiyan alemi tarafından büyük bir üzüntü ile seyredildi. Katolik mezhebinin en ünlü şaheserlerinden olan bu yapı ikonik kuleleri ve çarpıcı sanat eserleri ve gargo yapısı ile bilinmekte ve beğenilmektedir. Dini ve tarihi yapısı ile ünlü bu yapının aslında birçok perili hikâyeye de konu olduğunu ve hatta buraya ruhları görebilmek adına birçok tur düzenlendiği de bilinmektedir.
Bu hikayelerden ilki 12. yy dan kalma . Katedralin kilitlerini yaptırmak üzere işe alınan fakir bir çilingirin Katolik kilisesi tarafından çok fazla baskıya uğraması nedeniyle kilitleri yapmak için şeytandan yardım aldığı ve şeytanın bu isteği kabul ettiği söylenir. Bu olaydan bir süre sonra çilingirin öldüğü ve defalarca ruhunun Katedralin çevresinde ki arazide gezerken görüldüğü söylenir.
Benzer bir hikâye 13. yy da yaşandı. Katedralin kapılarını yapması için tutulan genç bir demirci başarısızlıktan korktuğu için kapıları yapmasına yardım etmesi karşılığı ruhunu şeytana teslim etmeyi kabul etti. Kapılar yapıldığında kapanarak açılmaz oldu. Rahiplerden biri kapıların kutsal suyla lanetten kurtulabileceğini söyledi ve lanet bozuldu. O zamandan sonra bu kapılar lanetli kapılar olarak anıldı.
Katedralde ki en ünlü hayalet hikâyelerinden biri ise 1882 yılında geçiyor. Katedralin kulelerinden birine çıkarak oradan kendini korkulukların üzerine atarak intihar eden bir kadının ruhunun Katedral kulelerinin üstünde dolaştığı söylenir.
Notre Dame, birçok eski dini yapıda olduğu gibi bir çok dini şahsiyet ve figürün heykelleri bulunuyor. Kilise aynı zamanda birçok yöneticinin taç giyme, düğün ve cenazelerine de ev sahipliği yapmış durumda. Ayrıca eğer burada birinin ruhunun olması gerekiyorsa o da Notre Dame’ın Kamburu’nun yazarı Viktor Hugo’dan başkası olamaz.